28 Şubat 2011 Pazartesi

Neler oldu neler.....

Yine kavuştuk sevgili blog... Bu arada kocamannn 291 izleyici arasında sadece Nil beni merak etmiş ya aşkolsun size!!! Teşekkürler Nil. Kötü birşey yok Allaha şükür. İzinliydim ve bu arada Pc arızalanınca kaldım ayazda. Blog, post hak getire anlayacağınız:)))

Bugün işe başladım. 10 günlük tatilin ardından biraz zor oldu ama geldim yine kürkcü dükkanına. Gelelim havadislere...

Sıkı durun size bomba gibi bir haber. Armudun sapı, üzümün çöpü dedim ama sonunda bakıcıyı buldummmm. Geçen salı başladı. Dünya tatlısı bir kadın ve en önemlisi Nehir Naz çok sevdi. Çok endişeliydim biliyorsunuz ama anladım ki boşuna evham yapmışım. Allahım "dülen (güler) teeseee" diyor başka bişey demiyor.

Bu konuda bana görüşlerini bildiren tüm arkadaşlara teşekkürler. Kreşden yanaydı bütün yorumlar ama bu yaşda kızımı evden koparmaya anne yüreğim el vermedi anlayın beni. Böylesi daha iyi oldu gibi, bakalım göreceğiz.

Anneannemizi yolcu ettik. Onlarda beklemiyorlardı bu kadar kolay olacağını malum benim kızım biraz zordur. Baktılar ki teyzesi ile hemen uyum sağladı ertesi gün kaç kaçmazmısın. Kadıncağız evine, rahatına kavuştu sonunda:)))

Bu arada ben izinliyim ya Alpay Bey hemen kıskandı ve sancılanmaya başladı. Oğlanı doğuracak diye bekledim ama nerdeee:))) Bütün gün yatakdan çıkamadı baktım durum ciddi gece acile gittik. Taş, kum, apandisit yada ciddi bir üşütme olabilir dedi doktor bir serum ve geldik eve. Üşütmüş sanırım bir hafta yattıktan sonra dün iyileşti. Bugün işe beraber başladık.

Gelelim Nehir Naz'a... Maşallah o hep aynı yine hiç susmuyor ve yine hikaye okumaya devam:))) Dün biraz dışarı çıkardık çocuk on gündür evde patladı sıkıntıdan. Üzerimizi giyindik tam kapıdan çıkacağız;

-anneee eviden diydiyy
-ney kızım
-evidennnn
-anlamıyorum yavrum eviden ne
-anneeeee hani yayen delmiştide diymişti eyinee hatıııladınmıı

Yerim ben seni hatırladım eldiven giymek istiyormuş benim balım:))) Bu arada hatırlamayı öğrenmiş, daha önce "hııııı biydimmmm" diyordu birşeyi hatırlayınca.

Son zamanlarda bir Rocco isteğidir gidiyor. Yine bizim Yaren başrol oyuncusu. O getirmiş gelirken Nehir Naz yesin diye. Normalde ben böyle şeyler yedirmiyorum ama dün aldık. Paketi açtı;

-anneee bu yeee (R)
-evet kızım R
-anneeeee munun tek badaaağı olmayınca P oluyooo

Ayyy bu benim kız seneye okursa hiç şaşmam!!!! Yine tekrarlayacağım arkadaşlar Brain Baby Eğitim Cd'lerini şiddetle tavsiye ediyorummmm.

"şeni çokkkk şeviyom" a bir çok daha eklendi. "anneee şeni çok çokkk şeviyom"
Seviyor ama "anneeee şen tok dadısınnnn" demeyide ihmal etmiyor. Hemen tercüme ediyim çok cadıymışım:))))

Ana kız tatilin tadını doya doya çıkardık anlayacağınız. Oyun hamurları, hikayeler, boyama kitapları, oyunlar, bol kahkahalı öpüşmeler, şevişmeler....Dahada neler neler. İlerleyen günlerde hepsini fotoğraflarıyla beraber paylaşacağım sizlerle.

Hepinize mutlu bir hafta diliyorum.

21 Şubat 2011 Pazartesi

Bir Mim ve çim adamımızın son hali:)))

Sevgili Bir Annenin Paylaşımları beni mimlemiş. Malum izinliyim pc haram oldu bana. Hazır kızım uyumuşken cevaplıyım mimi:)))

1.Gün içinde, eğer gerçekleşirse şok geçireceğin şey?

Şu son zamanlarda o kadar şok edici olaylar yaşadım ki özellikle tayin konumuz artık ne gelirse beni şok edemez sanırım:((
 
2.Gördüğün zaman, eğer almazsam uyuyamam dediğin şey?
 
Tabikii ayakkabı. Yaa nedendir bilmem ama ayakkabı görünce deliriyorum. Bu ayakkabılarda beni çeken birşeyler var:)))

3.Uğruna diyetini bir kalemde bozduğun şey?

Sanırım şeker olurdu şayet şekerden vazgeçip diyete başlayabilseydim...

4.Uğurun var mı, uğurun?

Yok...

5.Kendine en yakıştırdığın renk?

Siyah ve yeşil.

6.En sevdiğin takın?

Takılarla pek aram yoktur. hatta evdeki en ateşli tartışmalar evlilik yüzüğümü takmadığımdan dolayı çıkar. O derece yani...

7.Takıntın?

İlk aklıma geken siyah kedi. Bu gerçi biraz batıl inanca giriyor ama. Gördümmü illaki saçımı çekerim:))

8.Bavulum çoktan hazır, gitmek istediğim şehir, ülke?

Ahhh ahhhh...Bavulum hazır olsunda nere olursa giderim. Ama önceliğim Mısır ve Küba tabiki. 

9.Ben bu şarkıyı duyunca şakırım?

Edip Akbayram, Onur Akın, Funda Arar ve Ebru Gündeş'in her şarkısına koşulsuz şakırım:)))

10.Solunda ne var?

Nescafe fincanım:)))

Bu arada şu bizim çok beğenilen çim adamımız artık kel değillll....Saçlarını kesecektiniz dediğinizi duyar gibiyim ama yanılıyorsunuz biz biraz daha uzatıp öreceğiz:))))



20 Şubat 2011 Pazar

Bu işte bir gariplik var ama!!!

Dün geceden beri bir garip haldeyim.
Yaaa neden diyorum, ne-dennn?

Ben ki; öyle dökmüş, kırmış, vs. yani kısacası bordan boktan sebeplerle çocuğuna kızmayan bir anne;

Ben ki; anneanneye kızıp poposuna bir kez vurdum diye (okuyanlar bilir) haftalarca vicdan azabından dengesini neredeyse kaybeden;

Ben ki; Annelik görevlerini kendince eksiksiz yerine getiren ve bunu zevkle yapan;

Ben ki, ben ki, ben ki..............................

Ve ben ki ; dün gece "anne dövmeeeeeeeeee" diye ağlayan kızımın sesiyle uyanıyorum.

Önce ne dediğini anlayamadım, koştum gittim yanına. Gözler kapalı belli ki rüya görüyor. "annee döövmeee" diye ağlıyor. O an ki git gelleri bırakıp hemen sokuldum yanına. Bir süre sonra gözlerini açtı, sarıldı, "anne meme veyyy mana" deyince rahatladım. Kızım normaldi. Demek ki anneeee desede rüyasında gördüğü ben değildim!!!!!

Ne tuhaf bir duyguymuş bu yaa....Sen üstüne titre, canım kuzum de, onun için herşeyin en iyisini yapmaya çalış, sonra bir kabusla duyguların allak bullak olsun.

Şimdi soruyorum kendime acaba ona karşı yanlış bişey mi yaptımda bilinçaltına böyle yansıdı diye ama yok.

Düşünüyorum da hayatımız Nehir Naz odaklı. Elimizden geldiği kadarıyla hiçbir şeyini eksit etmemeye, sevgiyle büyütmeye, özgür olmasına, birey olduğunun farkındalığında, ölçülü olmaya çalışıyoruz.

Geçen gece su istedi. Suyu getirdim kalkda iç kızım deyince gecenin in yarısı bastı yaygarayı. Hemde öyle böyle değil. Neymiş yatarak içecekmiş. Ben olmaz dedikçe bağırdı. O bağırdı ben bağırdım. Devreye hemen babası girdi. Bana şöyle sertce istediğini yapsana çocuğun diyerek...İçti o suyu yatarak.

İşte bu gibi durumlarda kendimi kaybediyorum biliyormusunuz? Sadece sebepsiz ağladığı zaman sesimi yükseltiyorum. Onun dışında değil dövmek bağırmam bile....

Bu kitaplara, pedegoglara, bilimum çocuk yetiştirmeyle alakalı yayın ve kişilere sinir oldum şu saniye. Yok 3 yaşına kadar çocuğun kişilik gelişimi tamamlanırmış; yok 4 yaşına kadar bütün çocuklar inatçıymış onlarla inatlaşmamak lazımmış çünkü çocuk kazanırmış hep ve bizim inadımız onu inatçı kişiliğinin sebebi olurmuş, yok çocuk cezayı, ödülü, hayırı bilecekmiş.


Hadi gelde sen bildir. Hayır diyemiyorsun inatlaşmamak adına. Bu seferde her dediğini yaparsan şımarık olacak diye korkuyorsun, vs. vs. vs.

Geçenlerde bir doktor hastasını anlatıyor: Çocuğa annesi yemek yemezsen büyüyemezsin demiş ve bu o çocuğu korkutmaya yetmiş. Anlatılanları bir duysanız annenin söylediği bu basit cümle çocukta ne sorunlara sebep olmuş meğer!!! Yaaa Allah aşkına hangi anne çocuğuna "yemezsen büyüyemezsin" yada değişik versiyonlarını söylemiyor. Bu eşşek sıpaları korkana kadar yesinlerde büyüsünler o zaman. Şimdi o programı izledikten sonra maymun olduk. Keşke deveye hendek atlatsak:))) Ama olmaz talimatlara uymalıyımz, mazallah ya çocuğumuz korkak olursa.


Bak kızım yemek saati yiyeceksin ki vitamin alasın, büyüyüp okullara gidesin, ...
Uyurkende aynı şey söz konusu:((( Hadi uyuyalım ki vücudumuz büyüme hormonu salgılasın, biliyosun bu zıkım hormon sadece uykuda salgılanıyor:))) Daha 2 yaşındaki çocuk hormonla muhatap...

Amaaan ne zor işmiş bu annelik yaa.... Kocaman bir kaos. Bizim zamanımızda bunlar mı vardı? Yoktu eeee hepimiz psikolojik sorunlumuyuz şimdi? Bunların demesine göre bizim neslin tamamı DELİİİİİ....offffffffff offfffff

İşin garip tarafıda o minnacık yüreklerin en küçük bir davranışı nasıl bizde fırtınalar koparıyor...

Seni seviyorum kızım, iyi ki varsın.
"şeviyoommm şeni" deyişin inan herşeyi unutturuyor bana.

18 Şubat 2011 Cuma

Ayrılmaz Parçalarımız:))))

Bizim evde oturma ve dolaşma izni kare kiki, vak vak viki yada pembe kulakdan alınıyor. Bunlar kim mi? Buyrun...



Hatta işin boyutu o kadar büyük ki tuvalete girecekseniz bile önce bunlardan izin almalısınız. Yoksa...

-anneeeeeeeeeee, baba menim annem yeyde, anneeee yeydesinnn
-tuvaletteyim kızım
-hııııı kapı aç
-tuvaletteyken kapı açılıyormuydu Nehir Naz?
-hayıyyyyy
-eeeeeeeee
-tamammm çabuk çık odanda titap okucazzzz

Biz ona hadi odana gidelim diyoruz ya oda odasına odan diyor. Anlatıyoruz ama yok. Böyle demek daha hoşuna gidiyor demek ki....

Kimi odasında dinleniyor, kimi evin muhtelif yerlerinde uyuyor, kimide alınmış ele bilmiş bilmiş okunuyor. En sevdiği kitap okuma köşesi terlik sepetimizin üstü:)))) Umarım hep böyle olur her an elinde kitap bıdı bıdı okuyor...


Samuyyyy hanım tipi ayakkabısı yapmışşşş
hıııı tavsannn yanısss ayakkabıyı amıssss
(bu samur hanım bazen hamur sanım oluyor:))) )



tamammm kaye kiki
ama bu kadayyy bağırmena geyekk yokkk
nüneş batmıssssss
hava kayaymısssss
sıklam sıklam ıslanmısssss


Bazende böyle "baba dibi yatıyım" diyor:))))

vayyy vayyyy vayyyy
pinokyo omanda napıyomussss
bunu uzamısss hııııııııı
annanesinin sösünü dinememisssss
( aslında pinokyo hikayemiz yok o nedenle ormana gitti büyük ihtimalle, bunda anneannenin parmağı var sanırım:))) )

17 Şubat 2011 Perşembe

Yardım Edin:(((((((

Dün itibari ile izinliyim. Kaç gün mü? Ahhhh bir bilsem bakıcı bulana kadar:((

Çorum'a gelirken anneannemizde bizimle gelmişti ve bu zamana kadar o baktı kızıma. Pazartesi günü Ankara'ya kontrole gitti. Babaannemde bizde iki günde o idare etti ama annemin hastanedeki işi uzayınca mecburen dün izin aldım. İşin kötü tarafı annemler Ankara dönüşü hemen Tokat'a gidecekler ve ben hala bakıcı bu-la-ma-dımmmm.

Tanımadığım bilmediğim bir yer bu işle ilgilenen şirket tarzı biyerde yok elimden gelen sadece iş çevreme haber bırakmak. Geri dönüş oluyor tabiki ama....

2 tane 27 yaşında evli ama çocuğu olmayan bayan geldi. Biri eşim tedavi oluyor dedi, diğeri 5 yıllık evliymiş ve çocuk düşünmüyormuş!!!

Şimdi ben bunlara nasıl evet diyim? Ya bir kaç ay sonra hamile kalırlarsa.? Tekrar bakıcı arıycam onamı yanıyım, kızım bu duruma nasıl alışacak onamı yanıyım.....

Bugün biri aradı 3 yaşında kendi çocuğu varmış, çokda ihtiyacı varmış her işimi yaparmış ama çocuğunuda getirecekmiş.

Çocuğunu getirme desem vicdanım el vermedi 3 yaşında çocuğu bırakacak para için. Getir desem kendi kızıma kıyamadım. Aralarında bir yaş var Nehir Naz'ın ne ihtiyacı varsa onunda olacak. Yemek, uyku gibi. Kendi çocuğu ile benim yavrumu bir tutabilecekmi bakım konusunda. Yani iki ucu b.klu değnek...

Kreş..... Çok direndim ama eğer Alpay'ın ve benim iznim bitene kadar da bulamazsak başka çarem kalmayacak gibi.

İzinlerden sonra annemleremi göndersem acaba? Hafta sonlarıda biz gideriz. Bunu düşündüm ama hemen şimdi vazgeçtim olmaz öyle anneden babadan ayrı.

Bu arada birde kızımı alıştırmak var bu bakıcı meselesine. Bugün biraz konuşalım dedim;

Nehir Naz biliyormusun bize bir teyze gelecek
yedennnn
sana bakmak için
hayıyyy delmesin mana sen bak
tabiki ben bakacağım kızım oda bana yardım edecek
yaaaa anne yaydım etmesin şana sen bak
peki ben işe gidince nolacak
........

Acaba.... acaba.... acaba........Çıkmazdayım arkadaşlar, lütfen bana yardımcı olun. Çok mu inceliyorum? Saçma sapan ayrıntılaramı takılıyorum? Evinde bakıcı olan anneler çocuğunuz bu duruma kolay alıştımı?

16 Şubat 2011 Çarşamba

Açılan ellerin boş dönmesin inşallah meleğim......

Malum kandildi. Babaannemle oturduk amin yaparken Nehir Naz geldi.


anneeee napıyoşunnnn
amin kızım hadi sende yap

Bu arada hoca amin diyor (laf aramızda bu Hatipoğlu hocada çok uzatıyor...) Sıra annelerimize geldi. Nehir Naz anne sözünü duyar duymaz sarıldı bana "anneeee" diye.

Hoca bu arada devam ediyor annelerin üzülmesinden falan. Nehir Naz bana döndü;

anneeeeeee şen üzüdünmüüüü
yok kızım nerden çıkardın
Tekrar sarıldı ve anneee şen üzümeeee
anneee yüsünmü asıııdııı 
ayy yerim seni ben kızım, mutluluk kaynağım sen varken asılırmı benim yüzüm:)))


14 Şubat 2011 Pazartesi

14 Şubat:))))))


Bir buseyle uyandım bu sabah
Peşinden...
Sevgililer günün kutlu olsun canım

Biz bayanlar bu kadar küçük şeylerle mutlu olabiliyorken neden bu erkekler bazen..... Neyse bu konuya bugün girmeyeceğim. 

Evet bugün Sevgililer Günü....Evlendikten sonra cazibesini kaybetsede yinede ufak bir kutlama bekliyor insan bu sabahki gibi:))))

İlk sevgililer günümüzü hatırladım bugün. 

14.02.2008, 5 ay olmuş sevgili olalı...Allahım hummalı bir hazırlık. Kuaförden randevular alındı, günler öncesinden ne giyeceğime karar verdim, Alpay'da rezervasyon yaptırdı akşam parti var. Tamam buraya kadar iyi güzelde...

Sabah işe gittim ses yok.....
Öğlen oldu ses yok...
Sanki normal bir günmüş gibi ne kutlama ne bir hediye. Oysa işyerinde her kapı açılmasında içeri elinde kırmızı gül buketiyle çiçekci girecekmiş gibi gözüm yollarda...
Akşam oldu yine ses yokkkkkkkkk. 
Şu saatte gelir alırım dedi ve ayrıldık.

Kuduruyorum ben bu arada. Ya tamam akşamı beklersin ama böylede olmaz ki değil mi? Neyse ben bu hırsla bilevlenirken!!! beni almaya geldi. Bindim arabaya şöyle bir bakındım yine ses soluk yok. Ateş seni kim üfledi, açarsın ağzını yumarsın gözünü buna....Ama ağzıma ne geliyorsa sayıyorum. O zamana kadar hiç dile getirmedi ya akşamki eğlenceyide mecburiyetdenmiş gibi algılıyorum ben. 

Saydım, saydım, saydım..... En sonunda adama tak etti demek ki "Manolya şu torpidoyu açarmısın?" dedi. Ama duymuyorum bile onu ve kızıyorumda üstelik bu kadar lafa ağzını bıçak açmıyor diye...

Tekrarladı....
Açtım.... 
Veeee kırmızı bir gül ve tektaş bir yüzük....

Utandım mı?
EVET

Ama banada hak verin arkadaşlar. Bence olması gereken o kırmızı gülle sabah gün kutlanılır haaa hediyeni o ambiansdamı vereceksin amennaaaa... O zaman sesim çıkmazdı:))))Tabii bu bana göre olması gereken, ya onca?

Neyse taktım parmağıma yüzüğümü, kestim çenemi anlayacağınız. O akşam çok eğlendik.Hala hatırımda bazı kareler. Hey gidi gençlik heyyyy:)))))

Tüm izleyenlerimin Mevlid Kandilini ve Sevgililer gününü kutluyorum:)))

13 Şubat 2011 Pazar

ananeee annemi ayaaa....

Ne olacak bu caillou saplantımız bilemiyorum. Normalde aklına gelmiyor ama gördüğü zaman da istiyor. Dün reklemlarda görmüş caillou takvimi ve boyama kitabı. Hemen koşmuş anneme, "ananee annemi aya" diye. Neyse gittik bugün aldık. Deli oldu, gözleri döndü sevinçten.


Daha dün akşamdan başladı "aneeeee yayın meni neyeye dötürcennn" Yerim senin o ağzını ben. Tabiki nereye istersen kızım biliyorsun hafta sonlarımız sana rezerve:))) Nerden anlıyor hafta sonunun geldiğini bilemedim.


Oyun salonuna gittik ilk defa. Önce şaşırdı sonra birini seçti ve bindi. Çalışmaya başlıyınca;
anneee yoyuyo
hareket etti kızım
hıııı tamammm ayaba süyüyommm men

 
annneeeee simdi yoyuyoooo
jetonumuz bitti, durdu
bi daha atttt:))))


Yan gözle trene baktı ama onada binmedi. Çok istikrarlı olacak kızım. Birinde karar kıldı onunla yetindi:)) Bişeyler mırıldanıyor, şöyle bir dinledim ama kaynak kim çözemedim:)))

cufff cuffff tiyennn
vaymııı binen
tiyeni seven


Ata binmiş gibi görünsede hemen indi. At korkuttu biraz:))))


Bu balonluya gelincede birden büyüdü...
annneeee muna bincemmm
olmaz kızım onun için küçüksün 4 yaşmış o
hıııııııııı men döööyt yasında diğilmiyim
hayır 2 yaşındasın kızım
anneeee döööytt ooosamm:)))


İlk sevgililer günü hediyesini aldı fıstığım, hemde en sevdiğinden:)))


Aynalarla arası çok iyi, kokoş olacak sanırım:))))


Alınan boyama kitabı ve pastel boyalar anında halledildi...



Veeeee büyük finallll... Akşam üzeri bu yorgunluğun üzerine ters düştü:))

11 Şubat 2011 Cuma

Kocamdan İnciler!!!


kaynak: google görsel

Erkekler biraz garip oluyorlar bilirsiniz:))) İşte bizimkinin garipliklerinden 2 seçme.

Akşam eve giderken bişeyler alınması gerekirya mesela ekmek gibi. İner arabadan alır, sanırım bizim arabanın arka koltuğu yok! uzatır poşeti bana. İşte geçen günde yine o uzatıyor ben alıyorum, o uzatıyor ben alıyorum... Neyse indik arabadan elimde bir sürü poşet;

-Alpay alırmısın şunları kolum ağrıdı
-Neden ben seni niye aldım?
-aaaa poşet taşıyım diyemi aldım, bu erkek işi al şunları
-yok ya dün akşam çay şuyunu koy diyordun o unisex bir işmiydi?

Bizim kızın hazır cevaplılığı babasına çekmiş belliiii:)))

Geçenlerde bloglarda dolaşırken (gerçekten hangi blogdu hatırlamıyorum okursa lütfen yazsın) Ya Sonra filmiyle ilgili bir yazı okudum. Yazıda neden hikayeler hep mutlu sonla biter ki bu film tamda mutlu sonun sonrasını anlatıyor diyordu.

Akşam konuşuyoruz yine. Sinemaya gidelim Aşk Tesadüfleri Sever henüz gelmemiş ama Ya Sonra geliyormuş. Onunla ilgili geçen gün güzel bir yazı okudum deyip anlatmaya başladım. Anlatmaz olaydım:))) Bir dokun bir ahhh işit.

Bizim filozof başladı evet yazıda çok doğru demiş hep öyle değil mi? Hikayeler bilmem ne zamandan kalma, şarkılarda. Neymiş efendim "benim gönlüm sarhoştur yıldızların altında, sevişmek ah ne hoştur yıldızların altında" Bir yıldız, bir salıncak işi götürmüşler romantikliği dile getirecek boşka şey yokmuş ki.... eee onlarda haklı ne deselerdi:

"Seni bekliyorum gökdelenin bilmem kaçıncı katında, köpük dolu jakuzim elimde şarabım..."

Ayyy bu adam beni öldürecek. Yaklaşım tarzına bakarmısınız.

Seni Seviyorum....

10 Şubat 2011 Perşembe

Sonumuz Hayrola ::))))


Oyuncaklarımız şekil değiştirdi. Babamızın malzeme çantası number one bu aralar:))))
 

-anneee mu neeeee
-karga burnu kızım
-hayıyyyyy hani pıyyy pıyyy uçmuyoooooooo


Zayiat listemizde vardı yatağının çiti. Hafta sonu dedesiyle onu tamir ettiler.
 

Dede: ama kızım gel beraber tamir edelim dedim bana hiç vermiyorsun, hep sen yapıyorsun
Nehir Naz: ama sıya meende dedeeee:)))


Vallaaa benim kızdan korkulur, hiç kimseye ihtiyacı yok. Tamir için yatağın içine böyle girdi....


Burdan da çıktı:))))
Kızımın ellerine sağlık çit tamamdır. Tabiii teyzemizin gelişine kadar:))))

9 Şubat 2011 Çarşamba

Mimmmmmm.....


Sevgili Nil beni mimlemiş. Mim konusuna bayıldım. Hangi çizgi film karakteri olmak isterdiniz?




Tabii ki tweety... Onun her durumda bir B planı var ya her olayda zekasını kullanıp çıkıyor ya işin içinden...

Hala rastladığım zaman izlerim, kızımada izletmek istiyorum ama nerdee. Onun caillou'su var, her öğün sandviç ve pizza yiyen. Geçen gün sayıyor yine:

-kaayuuuuu,luşiiii,aytuyyy
-Kim kızım onlar
-luşiii kayunun kaadesi, aytuyy ayı:))))



Bir de bu aralar nedense!!! uykucu şirin olasım var. Şöyle her bulduğum köşeye kıvrılıp uyuyabilsem bende:)))

Bu mim benden de içindeki çocuğu yaşatanlara gitsin...

8 Şubat 2011 Salı

Kardeşime booollllllca sabır diliyorum!!!!!

Nehir Naz'ın doğum günü için teyzesi ve kuzenleri gelmişlerdi. Şubat tatili dolayısıyla biraz da kaldılar, geçen perşembe yolcu ettik.

Bugün şöyle bir düşündüm de napıyor acaba bu çok çocuklu aileler? Bir haftadır evde 3 çocuk... Ne durdan anlıyorlar ne susdan.

Yağız; pc manyağı olmuş resmen. Biraz mola ver dedik ama keşke demez olsaydık. Anında evde terör estiriyor. Kardeşine sataşmalar, canım sıkılıyorlar falan....

Yaren; daha 6 yaşında ve aşırı derecede Nehir Naz'ı kıskanıyor. Artı saniye susmuyor.

Benim cimcimeyi zaten biliyorsunuz:))) Her şeye bir cevabı var ve konuşma konusunda Yaren'i aratmıyor. "yayenn delll, yayenn dell" dolaşıp durdu peşi sıra.
Durum böyle olunca ev biz büyükler için yaşanmaz hale geldi. Herkez çocuklardan uzak bir yerlerde kaçacak delik aradı ama çaresiz:)))

Akşam hep beraber oturuyoruz, Mehtap "abla şunlara bak" dedi. Karşımdaki görüntü aynen bu:




Krize girdik, bizim  Lorel ve Hardy'lere. Biz gülerken annem "çocuklara güleceğinize siz kendinize bakın" dedi. Bir anlık bir sessizlik ve sonra....



Heralde piyasada başka pijama takımları yok. Ne dersiniz????

Mehtap'lar gittikten sonra bir zayiat listesi çıkardım:

  1. Laptopun USB girişinin pimleri eğilmiş, artık kullanılmıyor,
  2. Çok sevdiğim Atatürk magnetim kırılmış,
  3. taaa Bodrum'dan Engin Dalyancı'dan aldığım balık figürlü magnetimin akibeti belli değil sadece mıknatısı var:))))
  4. Nehir Naz'ın yeni yatağının önündeki çitler kırılmış,
  5. Yine kızımın odasındaki resim çerceveleri hep boyanmış,
  6. Her yer halılar, pijamalar,vs.,vs. oyun hamuru parçalarıyla dolu,
  7. Kırılan tabak, çanak ve binimum gereçleri sayamadım....
Gördüklerim ve farkedebildiklerim şimdilik sadece! bu kadar:)))))))

Biz gönderdik de Allah kardeşime sabır versin. Zira o iki canavara katlanmak pek de kolay değil. Gerçi çocukların böyle olmasındaki tek sebep anneleri ama hadi neyse bu konuya şimdi girmeyeceğim. Çifte standart böyle oluyor işte canım kardeşim:)))

Bu arada biz Mehtap'la ilk defa ayrıldık biliyormusunuz? Şimdi annemler yanımda durumun pek farkında değilim ama eminim ilerleyen günler zor geçecek onlardan ayrı. Sizi çok seviyorum, seviyoruz...

7 Şubat 2011 Pazartesi

Sizde de böyle mi?


Uykusuzluk..... Aslında 2 senedir alıştım artık ama büyüdüğünü düşündüğüm zaman tahammülüm azalıyor işte. O artık bebek değil ki...Gündüz üzerini giydirirken "kızım pantolonun küçülmüş büyümüşsün" deyince, "evvettt, men büyüdümm kodaa dana oydummm" demesini biliyor ama:))

Dün gece saat gece yarısını çoktan geçmiş ama kızım hala uyanık ve cin gibi. Tamam sabah geç kalktı dolayısıyla öğlen uykusuda gecikti ama insaf, anne sabah işe gidecek malum hafta sonu yorgunluğuda var biraz anlayış kızımmm...

23.00'e kadar bekledim keyfini yetmesini ama nerdeeee... Hala etrafa çene yetiştiriyor. Neyse zar zor aldım uyku saati deyip götürdüm odasına. Önceden sallayarak uyutuyordum, anneannemiz şimdi yatağa yatırıp uyutuyormuş. Ona alışmış tabiki hemen bizimki ama bir farkla. Ben uyuturken meme emmek istiyor. Ne var bunda emsin diyeceksiniz, böyle bir emme olamaz arkadaşlar saatlerce uyusa bile memeyi bırakmak istemiyor...

Hiç bilmiyormuş pozlarında aldım ayağıma sallamaya başladım.

-annee sayyama yatağa yatıyyy
-tamam ama meme emmek yok zararlıymış
-tamammmm (yattık yatağa, aradan biraz zaman geçti)
-annnee veysene
-ne veriyim kızım
-seyyyyyyyy, meme vey meme:)))

Dayanamadım verdim memeyi buraya kadar herşey normal. Uyudu sandım, memeyi çektim. Sen misin memeyi çeken, başladı bağıra bağıra ağlamaya. Tabii bu arada saatlerdir uğraşmanın verdiği delilik halleri içinde o ağlıyor ben bağırıyorum ve aldım ayağıma sallamaya başladım. "anneeee yütfennn uyutmaaaaaa" nidalarını hiç duymadan sallıyorum. eeeeeeeee eeeeeeee eeeeeeeeeeee.

Bu seslere dayanamayıp anneannemiz ve babamız daldı odaya.

Alpay: inatlaşma yavrum çocukla...
Annem: Böylede uyutulmaz ki havale geçirecek çocuk perişan oldu...

Aldılar Nehir Naz'ı çıktılar odadan ama "anne dellll" diye hala ağlıyor. Çare yok bende kalktım. Allahım oynadık, hikayeler okundu, "bu diğilll öyübü" tamam öbürünüde okuduk. Sonra hikayenin uykusu geldi deyip tekrar yatırdım.

Yatağın içinde yapmadığı kalmadı. Önce hikayeleri tekrar bana anlattı, emdiiiiii, döndü durdu. Bir ara elleriyle bişey yapmaya başladı.

-Napıyosun kızım
-üçcennnn
-naptımm anne
-üçgen
-hayıyyyy döytgen

Allahım sabır gecenin in yarısı geometri dersi:))))

Sonra tekrar;

-anneeee didelim
-nereye kızım?
-sayonaaa
-ama herkez yattı salonda büyükbabane uyuyur sadece senin odan boş
-anneeee büyütmamane menim odamda uyumazmı?

Çareler tükenir mi Nehir Naz'da salonu boşaltacak ki oraya gitsin:)))

Sonra ne olduysa aniden döndü arkasını, sokuldu bana ve hemen uyudu. Saatlerdir uğraşan ben, bu duruma inanamadım. Halime acıdı sanırım yada uyku iyice sıkıştırdı. Ama sebep her neysede uyumasına çok sevindim:))))

5 Şubat 2011 Cumartesi

Olağan Cumartesi Gezilerimiz...


Hafta içi çalışıyoruzya hafta sonları bütün vaktimizi kızımızla en güzel şekilde geçirmek, onu mutlu edebilmek için her yolu deniyoruz. Bugün aldık kızımızı vurduk kendimizi yollara. 

Nereye gidelim kızım?
miyoniiiiii (vazgeçilmez ilk adres:)) Çorumda da yok ama neyseki versiyonları var)

Gittik, gezdik, alış-veriş yaptık. Her zamanki gibi "pipetli süt" rafdan alınır alınmaz açılıp içildi. Eğer alış-veriş yaparken Nehir Naz babasıyla gezerse yandığımızın resmidir. Her dediğini aldırıyor ve yaptırıyor. O nedenle kural 1: Yanından ayırma:)))

Park isteği hava muhalefetinden dolayı bizce kabul görmedi. Biraz kızdı ama hadi yemeğe deyince hemen atladı. Malum et canavarı bizimki:)) Bol bol gezip eğlendikten sonra yorgun argın eve döndük. İşte bizim bir cumartesimiz...

Gün içerisinde Nehir Naz'dan seçmeler:

anneee aydedee yeydeee?
aaaa dördümm budaaymışşş
yine kabolduuu anneeee

Bu aydede merakımızın sonu ne olacak bilemiyorum. Daha küçükken arabayla yolculuk esnasında ayı takip eder, kayboluncada ağlardı...

anneee bu cın cın eden neee
baban emniyet kemerini takmadı araba uyarıyor kızım
tekrar aynı sesi duyar
babaaa temeyini takkkk
taktım kızım
eeee yeden cın cın ediyoooo


Hadi gelde anlat bu seferde buz uyarısı veriyor diye:)))
Lokantada garson diğer masaların yemeklerini getiriyor bizim yemekler yok... Döndü garsona;

Bizimkiii yeydeee
anneee et detirmiyoooo

Eve geldik sonunda ama maceralarımız bitmedi:))))

anneee meme veyyy yoksa ısıyıyımmm
(ısırıyor) aaayama anneee aayama bisey oomadı biseyyy

baba bii duyy bii duyyy
gol olacak golll

Oturdu babayla maç izliyor bizim erkek fatma. Bu arada övünmek gibi olmasın kızımda fenerbehçeli:)))

çalayyy saatttt
zıyy zııyyy çalıyo men hemen uyanıyom

imdattt imdatttt
baba menii kuytaytttt
(baktıki kaçış yok) yakmayan kıyemden süyyyy

Bu sıralar pişikle başımız belada da:))))

duyy anne sana öyetiyim bak
ne öğreteceksin kızım
bebet öyetiyim büyüt bebet çizmeyi
ama kayemi bana veyyy anneee
bak bu senin bu menim ooosunn

3 Şubat 2011 Perşembe

Al sana dinonossss:))))


Sen misin benim resim yeteneğimle dalga geçen... Al sana yeni bir tahda. Koy altına resmi ne istiyorsan onu çiz kızım. Annen beceremiyorya sen halledersin:))) Senin develer neye benzeyecek görelim:)))


Ama istekleri bitermi? Bu seferde "anneeeeeeee neir nas yımassss çiz" diye tutturdu:)))

2 Şubat 2011 Çarşamba

:(((((

Sabah sabah kaba bir tabirle resmen şaftım kaydı, kaç tane ağrı kesici ilaç içtim ben bile hatırlamıyorum... Defne Joy ölmüş:((( 32 yaşında ve henüz çocuğu 2 yaşında... İnanamadım, inanmak istemedim ama maalesef doğruydu. Bloglarda yayınlanan yazıları resimleri gördükçe içim acıyor. Ana oğul nasılda gülüyorlar, umutla, sevgiyle...Ne olacak şimdi o çocuk? Kim doldurabilecek annesinin yerini? Mümkün mü? Hani iyi bakınca iyi oluyordu? Defne kadar hayata pozitif bakan biri daha varmıdır acaba? O her an capcanlı haliyle nasıl girecek şimdi toprağın altına?

Sorular.... sorular... sorular..... Ama neyi değiştirirki şu saatten sonra. Bize düşen rahmet dilemek...

Ve dilemek:

Allahım kimseye evlat acısı gösterme ve sıralı ölüm ver...

Hiç unutmam;

Dedem vefat ettiği zaman herkez büyük halamı teselli amaçlı konuşuyordu. Hepsi birşeyler söylüyor işte yaşını başını almış, torunlarının çocuklarını bile görmüş, vs. vs....

Halam döndü bana dedi ki: hepsi konuşuyor ama boşuna o kaç yaşında olursa olsun benim babamdı ve benim babam bugün yok!!!!!

Bu laf beni o kadar etkilemişti ki o zaman şimdi daha iyi anlıyorum ne demek istediğini halamın.

Hep diyorum ya anne olunca değiştim diye. Ağlamayı bilmeyen ben kızımla beraber ağlamayı öğrendim.  Çoğu gece nöbet tuttum başında nefes alıyor mu diye. Allah'ım düşünmek bile istemiyorum, bu bile ağır geliyor bana. O kadar küçükler ki, bizlere o kadar ihtiyaçları var ki.... Korumamıza, sevgimize, şevkatimize...

Allah'ım sen kimseyi yavrusundan ayırma:((((
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...