27 Ekim 2011 Perşembe

Ahhhh tediiii ahhhh....

      Kurumumuza şahsen müracaat eden Nehir Naz YILMAZ'ı sokak kedisi tırmalamış olup, şahıs 5 doz kuduz aşısına alınmıştır.

I   Doz     28.09.2011     Yapıldı...
II  Doz     01.10.2011
III Doz     05.10.2011
IV Doz     12.10.2011
V  Doz     26.10.2011

Elimize böyle bir kağıt tutuşturup gönderdiler hastahaneden bizi:((((

Öncesi mi???

Sinop'ta bir lokantanın bahçesinde yemek yiyoruz. Çokkkkca hayvan sever kızım yanımda kedi seviyor, ama ne sevme!!!!!  Korkmasın diye fazla üstüne gitmeden kızım sıkma, canını yakma, tırmalar, ısırabilir diyip duruyorum.

Kaşla göz arasında masanın diğer tarafına geçti veeeeee.........Alpay'ın sesiyle Nehir Naz'ın feryatları birbirine karıştı:((( 

"ISIRDIIIIIIIIIIIII"

Hemen aldık hastaneye koştuk. Nasıl ağlıyor ama "anneeeeeeeee biy daha böööleee bööleeeee (eliyle işaret yaparak tarif ediyor)  şıkayakkk diii-iiil  böle böleeee oksayayatttt sevicimmmmmmmm tediyiiii"

Koştuk hastaneye uzuncaaaa bir prosedürden sonra elini dezenfekte edip sardılar, iğnemizi yapıp elimizede bu aşı takvimi yazılı kağıdı sıkıştırıp gönderdiler bizi.

Gerizekalı bir doktor vardı. Birşey bilmiyor hemşireler yönlendiriyorlar. Önce bir kedinin peşine düştü, allahdan sokak kedisi dedikde ordan yırtık. O panikle saçma sapan soruyorum tabii ben.

-Diyelim ki kedide bişey var (kuduz demeye dilim bile varmıyor) bu aşılar yapılınca bizde birşey olmayacak değil mi?

Kafasını sağa salo büküp bilmem ki pozlarında...
-Yaniii aşı koruyucudur (kör şeytan ölürmüsün öldürürmüsün)

tabiii tatmin olmuyorum bildiğim halde rahatlamak için ondan medet umup;
-% 100 koruyucudur değil mi?

ses-siz-likkkk!!!!!

Allah yokluklarını vermesin ama hastaneyede düşürmesin kimseyi.

Neyse sinir katsayımız yükseldi ama sesimizi çıkarmadan ayrıldık oradan. İşte dünde aşımızın son dozunu zar zor vurunduk.

Olaydan sonra Nehir Naz 3 gece ağlayarak uyandı, rüyalarına girdi yavrumun. Hep aynı şey "anneeeeeeeee biy daha böööleee bööleeeee (eliyle işaret yaparak tarif ediyor)  şıkayakkk diii-iiil  böle böleeee oksayayatttt sevicimmmmmmmm tediyiiiii"

Fotoğraf yok bu postda. Neden mi?

Yıllar önce benim ayağım kırılmıştı, tam 4 ay alçılı yattım. Hani alçıya imza atıp fotoğraf çekinme modası vardırya. Çok istedim ama babam kötü şeyin anısı olmaz deyip çektirmedi.

eeeeee babamın kızıyım:)))))

26 Ekim 2011 Çarşamba

Kız çocuğu işte:)))))



Nehir Naz'a hamileyken makyaj yapmayı bırakmıştım. Sonra hani derler ya elim soğudu ve çok nadir, özel günlerde falan yapmaya başladım. Geçen akşam gezmeye giderken bir ruj, bir kalem süreyim dedim. Birde baktım ki bizim ajan kayıtta:))))

-anneeee napıyoyysunnn
-makyaj kızım
-banada yapayymısın
-olmaz Nehir Naz makyajı büyükler yapar.
-ama benn büyüdüm anneee hani bebet diii-iiillldim
-büyüdün ama kızım makyaj yapacak kadar değil
-anneee  kalemiiii dözüne batıymaaaaa
-kızım bu göz kalemi göze sürülüyor
-anneeee çok düzelll oldun hep böyle tal (kal) oluyyyymu:))))


Eve geldi bizimki yerinde duramıyor.

-anneee banada yujjj veyiymisinnn
-kızım anlaşmıştıkya senin makyaj yaşın değil
-yotttt anne bana diii-iiil zendebe(zeynep) matyazzzz yapacammmm

yaptı zendebe makyaj:)))))

Ruju kapatırken kırdı. Kapağını açtım gösterdim bak kızım ruj kırıldı artık sürülmez bir daha ruj isteme olur mu? Uzunca bir sessizlik sonunda "oooosun yine alıyız anneee"

Bir sonraki makyaj yapmama kadar bu defter şimdilik kapandı:))))

19 Ekim 2011 Çarşamba

Ne söylenilebilir ki.....

Şehit annesi yavrusunun başında  "Ben onun küçükken bir yerine bir şey olmasın diye bisiklete bile bindirmemiştim!!!!!" diye ağlıyormuş. Şimdi onun acısını kim dindirecek ??? Yada bu acı dinecek cinsten mi????

Gitti 26 can... Bize düşen sadece rahmet dilemek mi? Uyanma vakti geldide geçiyor bile...

18 Ekim 2011 Salı

Kısa süreli bir kaçamakkk:))))

22 Eylül 2011...
İş yerinde oturdum planlar yapıyorum ama hani derler ya kırk tilki kuyrukları değmeden dolaşıyor kafamda:))) Altı üstü sekiz gün iznim var:((( Ne yapılabilir ki bu kadar kısa sürede ama sıkıntıdanda patladım birşeyler yapmak şart...Aradım Alpay'ı izin alalım dedim, hayırdır dedi, tatile gidiyoruz dedim iyi hadi gidelim dedi. Oleyyyyyyy....

Pazar günü yola çıktık istikamet Sinop.....

Birşey itiraf etmeliyim. Kısa olsada, denize çok az girebilsekde nedendir bilmem ama geçirdiğim en güzel tatildi diyebilirim.

Karadeniz tarafına gidenler bilir, yol ayrı bir zevktir. Bir tarafın deniz, bir tarafın alabildiğine yeşillik...





Kaldığımız pansiyon süperdi...


Önü deniz....


Arkası dere...

Hava harikaydı, yağmur bile yağmadı bu tarihde karadenizde imkansız gibi ama buda bizim şansımıza:))) İlk gün Nehir Naz'la denize bile girdik. Dalgalar biraz onu ürküttü "kaçınnnnn deniz deliyoyyy" dedi ama kumla oynamaktanda geri kalmadı.







Yazdık adımızı Sinop sahillerine:)))




Görmeye değer bir şehir...





Meşhurrrrr Sinop Cezaevi!!!







Türkiyenin en kuzey noktası, Sinop Burnu...




Bu iki fotoğrafın bizim için önemi çok büyük, Nehir Naz çekti bunları:)))









Erfelek Takım Şelaleleri. Denilene göre 28 katmış ama biz sadece iki katını görebildik. Malum Nehir Naz ile çıkmak pekde kolay değildi:))) Tek kelimeyle muhteşem bir yerdi.

Rakı, roka, balıksız bir karadeniz gezisi olmaz değil mi?






Garson geldi "ne alırsınız" dedi Nehir Naz direk "ben köfte yiycemmm annee" dedi. Daha sonra ne içersiniz diye sordu "köftenin ayasında meeveee suyu içebilirim" dedi:)))) Bu kendine güven ve kararlılığına bayılıyorum kızımın...

Saat ilerledi uykusu geldi "beni ayabama yatıyyy ben uyuycammm annee " dedi yattı arabasına. Bu arada canlı müzik var mekanda. Biz tam uyudu derkennnn o arada şarkı bitti Nehir Naz arabasının güneşliğini açtı alkışladı ve masaya dönüp "şaaakı bitince alkıslamanız derekkk unutmayın" dedi ve tekrar kapattı güneşliğini uyumak üzere. İkinci şarkıda yine aynısı, biz ve oradaki herkez krize girdik gülmekten. Üçüncü şarkı bitti herkez döndü Nehir Naz'a baktı ama maleseffff uyku galip gelmişti:))))

Sazıyla sözüyle, denizi doğasıyla tek kelimeyle harika biryer. Kısa ama çok güzel bir tatildi...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...