28 Mart 2011 Pazartesi

Torun başkaymış ya:)))))

Hafta sonu anneannemiz ve dedemiz bizdeydi. Babam çok özlemiş torununu annemin daha yeni gördük diye söylenmesine kulak asmadan koşmuş torununa. Bizde özlemiştik iyi oldu. Nehir Naz çok sevindi geleceklerini duyunca. Hemen "biyisi yakibeee (annem Rakibe), öyübü nemci (babam Nejmi)" dedi. Sanırım unutmadım demek istedi. 

Tabii gelmelerine en çok sevinen bendim. Neden mi? Bu hafta sonu uyudum arkadaşlar:))))))))))) Sabah anneme devredip kızımı bir güzel uyku çektim. Allahım bu ne güzel bir duyguymuş, uzun zaman oldu, unutmuşum.....

Allahım Nehir Naz'da bir şımarıklık sormayın. Dedesinin sırtından inmedi. Ben hayır dediysem koştu dedesine. Aslında babam pek taviz vermez ben hayır deyince ama özlemiş ya valla beni sallayan olmadı. "şen kayışmaaaa" dediler bana:)))))

Pazar sabah annemler gitti. Nehişr Naz önce mızmızlanacak gibi oldu "ditmesinlerrr anneeee" diye ama anlatınca benim akıllı kızım hemen ikna oldu. "hıııııııııııııııı onlayın evi tokatda bizim çoyumda ditmeliler"

İki sabah uyudum dinlendim ya pazar günü tam bir faciaydı. Ütü, çamaşır, yemek....... Akşam ters düştüm yorgunluktan. Bu arada dinlenmek için verdiğim molalarda da Nehir Naz atladı hemen kucağıma.

-anneeeeeeeeee şüt veyyyyyyyy
-kızım masanın üzerinde sütün (anlamamazlığa vuruyorum)
-anneeeee ondan diii-iiilllll
-anneeeeeeeee anne şütü veeeseneeee hıııııııı tok (çok) düzellllllllllll


Pazar öğleden sonra bizimkileri baba-kız parka gönderdim, iş yaparken ayağıma dolaşmasınlar diye. Bizimki yine ağzı bir karış açık geldi eve.

-Ne yaptın kızım eğlendin mi?
-eeeeyendimmm anneeee tokkkk mutuuuu oydummmm
-anneeeeeeeee dönde dolap vaaaadı, sayıncak vaaaadııııı
Babası : Kızım o dönme dolap değil atlı karıncaydı
-yaaaaaaaaaaa hayıyyyyyyyyyyy dönde dolapdı
-tamam hadi bir kereliğine öyle olsun
-hayıyyyyyy anneeeeeeeeeeee o atlı kayıncayydıııııı

Bu benim kız çok ilginç yaaaa. Muhalefet olsunda neye olursa olsun hiç farketmez:)))))

21 Mart 2011 Pazartesi

Adını Koyamadım!!!!

Daha karnımdayken vardı bu telepati aramızda.

Kızım şimdinin aksine doğmadan önce çok sakindi. Öyle anlatılanlar gibi içimde parende atmazdı. Çok nadir oynardı, özellikle gece yatacağım zamana denk gelirdi bunlarda. Sonradan bu durumu duyan doktorumuz "doğduktan sonra işin zor gece ile gündüzü karıştırmış fıstık" demişti. İşte böyle oynamadığı zamanlar biraz endişelenmeye başlasam "anne burdayım" der gibi hemen hareketlenirdi. Doğduktan sonra hani her annede olurya nefes alıyormu diye pipirikleniriz. Ne zaman böyle endişelensem mutlaka bir ses çıkararak beni rahatlatırdı. Yine uykusunda ne zaman öpüp seni seviyorum kızım desem mutlaka gülümseyerek bana bir nevi cevap verirdi ve hala gülümsüyor.

Tabii bu aramızdaki telepatinin olumlu yanları. Birde olumsuz tarafları var. Nasıl mı?

Stresli bir hamilelik geçirdim diyebilirim. O duyguları hepimiz yaşadık biliyoruz. Birde bunların üzerine özel sebeplerde eklenince, yanında sana destek olacak birini bulamayınca bu duygular dahada çekilmez oluyor. Hamileyken ne zaman ağlasan o içimdeki parçam anında bunu hissederdi. Çocuk anında huzursuzlanır, kendi varlığını bana hatırlatırdı. Hatta bir keresinde oynamıyor diye telaşlanıp ağlamaya başlayınca telaşımın yersiz olduğunu hemen gösterdi bana:)))

Dün gece.....

Yaklaşık 15-20 gündür evde bir soğuk savaş. Ara ara hafif yumuşamalar ama sonra tekrar zıtlaşmalar. Tamam her evlilikte olur bunlar ama bizimki biraz farklı. Saygı sınırlarını zorlar cinsten. İnsanları değiştiremeyeceğimiz ortada zaten böyle bir çabamda yok ama insan bu kadarda olur olmaz herşeye konuşmaz ki!!!! Alıştım artık, aldım huyunu duymamazlığa geliyorum çoğu zaman, dediklerini unutmaya çalışıyorum ama bir yere kadar.

Problem çıkmasın diye susmak beni daha fazla yıpratıyor. Zaten cevap verdiğim her anda sesler hemen yükseliyor. Susma sebebim kızım. Babası için farkeden bişey yok. Çocuk var mı, yok mu... Bağıracaksa yine bağırıyor, kızımın ağlamasına aldırış etmeden, sus çocuk var dememi dinlemeden!!!!

Hareketleri belli ediyor, biz ona fazla geliyoruz. Gidebilir ama gitmiyorda. O sadece yatsın, dinlensin, uyusun, kendi istediklerini yapsın, yalnız odalarda gece yarılarına kadar otursun, ondan hiçbirşey beklemeyelim, istemeyelim..... Sesimiz bile onu rahatsız ediyor. Dün akşam Nehir Naz'a yemek yediriyorum. Kızım hadi son iki kaşık gel yanıma dedim ve ne dedi biliyormusunuz. Hadi yede kızım bende şu haberleri izliyim!!! Konuşuyorum ya ses oluyor rahatsız oldu beyimiz anlaşılan:(((

Her an patlamaya hazır bomba gibi. Ben ev içinde üzerime düşenleri yerine getirmeye çalışıyorum. Yemek, çocuk, ütü v.s. Ve üstüne birde çalışıyorum. Ama sanki kendisi herşeyi dört dörtlük yapıyormuş gibi en ufak bir aksaklıkta ki bunlar ona göre, hepsini siliyor ve ben napıyorumki oluyorya işte bu nankörlük beni deli ediyor.

İşte dün gece bu ruh haliyle sessiz ve yalnız girdim yatağa.....Biraz sonra kızımın odasında bir bağırma sesi, gittim uyuyor. Rüya görüyor sanırım deyip tekrar geldim yattım. Biraz sonra "anneeeeee" diye bir ses daha. Yine gittim uyuyor. Daha sonra "anneeeee ditmeee" diye başladı ağlamaya. Gittim yanına yine uyuyor ama yatağın içinde dönüp duruyor. Uyandırdım sakinleştirmek için. Bu arada kendimide telkin ediyorum "ağlama bak çocuk yine hissetti ve huzursuzlandı"

Uyandı....

anneeee
burdayım kızım
anneee ditme
gitmem kızım Allah izin verdiği sürece hep yanındayım. Rüyamı gördün Nehir Naz?
hııııı hııııı anneeee şeni döööödümm, anneeeee biilittde yatalımmı...

Ben sakinleşince oda tekrar uykuya daldı. Ona sarılınca, yanımdayken herşeyi unutuyorum. O benim yaşama sebebim, mutluluk kaynağım, gerisi boş.....

Kız çocuk istemiyorum deyince herkez yargıladı beni. Kimse neden diye sormadı. Bunu ilk defa burada söyleyeceğin. Neden biliyormusunuz? Hani "ananın kaderi kıza" diye meşhur bir laf vardır ya... Bilmem anlatabildim mi? Benim yaşadıklarımı yaşamasın diye, benim hissettiklerimi hissetmesin diye, benim çektiğim sıkıntıları çekmesin diye, çok mutlu olsun, hep gülsün, incitilmesin, kırılmasın, üzülmesin diye......

Canım kızım iyi ki varsın, herşey senin için. Annen güçlü herşeye direnir, üstesinden gelir. Eğer bütün bu olanlara sessiz, tepkisiz kalıyorsam bilki bunlar senin için.

20 Mart 2011 Pazar

Keyifler bizde:)))))



Yine bol gezmeceli bir cumartesi. Suratı neden asık diye merak etmeyin hemen söyliyim. Çocukları görünce ayrılmak istemedi ordan. Zar zor ikna ettik ama hala yan gözle onları izledi.
 
Tabii salıncağı görünce herşeyi unuttu. Soğuktan yanakları kıpkırmızı olana kadar sallandı:)))


Oyun parkına gittik. Önce muhtar gibi dolaştı ortalarda, makinaların çıkardıkları seslerden korkarak!!! Elinde süt kutusu:))))
 

Yine bayağı uğraştan sonra top havuzuna girmeyi başardık.Başardık çünkü ayakkabıları çıkarıp bende girdim. Önce güvenemedim yalnız bırakmaya. Orayıda inceledi. Çok sağlamcı olacak bu benim kız:)))


Topları toplayıp bana attı. Karşılıklı atıştık:)))


Sonraaaa serin sulara bıraktı kendini:))))


Bilirsiniz o top havuzlarını geçiş yerleri minnacık. eeee başa gelen çekilir aldı başını gidiyor bende peşinden. Yerlerde sürüne sürüne ilerledim. Bende düşünüyorum ki gidip kaydıraktan kayarak girecek havuza. Ama nerdeeee....Kıyıdaki köşedeki toplara dikti gözünü,


Onları topladı ve o daracık yerlerden yine sürünerek geçerek ben Nehir Naz'ın onları top havuzuna atmasını seyrettim. Tabii biraz sinirli:((( Daraldım ve bir çay molası için dışarı çıktım. Allahım sinirim biraz daha arttı. Alpay Bey oturmuş cefasinde kameradan bizi izliyor.


Kendi başına çıkmış havuzdan, çoraplarla dışarda:))) Doğruuu önce binmek istemeyip kaçtığı "çuff çufff tyende" sıra:))))


Tırtıla bayıldı ama gözüde arkadaki mantarda:))


Ve karnı açıktı. Babası akşamdan anlatmış ona ve başladı "et yemeye didelim" demeye. Yemekler gelene kadar yine bizim muhtar ortalığı teftiş etti.


Bir arkadaş buldu onunla sohbet ettiler. Daha doğrusu Nehir Naz anlattı o garibim dinledi:)))


Evde oturtamadığımız mama sandalyesi orda bir kıymete bindi. Çocuk işte!!!!


Ayran içmeyide ihmal etmedi. eeee biliyor ağzının tadını et ayransız olur mu?


Yan masada doğumgünü kutlaması varmış. Pasta gelir gelmez fırladı yerinden. Bir türlü kendi doğumgünü olmadığını kabul etmedi. Allahda garson anlayışlıydı da sonradan mumları yakıp birde kızıma üfletti. Artık evdekiler yetmiyor bize:)))


Veeee yorgun argın eve geldik. Malum hafta sonu birde üzerine yoruldu bizim hanımefendinin gözü yatakda:((( 
"anneeeeeeeeeeeeee iii dedeler cocuklaaa cıkmadımı"


17 Mart 2011 Perşembe

Anlayamadığım birşey var eyy sevgili blogcular!!!!!

Şimdi hafta içi erken uyusunda biraz kendime zaman ayırabiliyim diye uğraşıp didindiğim ama bir türlü uyutamadığım kızım neden hafta sonu gelince uyumak için can atıyor???

Cuma akşamı geldi yanıma "anneeee iii dedeler cocuklar needeee, daha cıkmadımıııı" Demek ki saat daha 21,30 olmamış, o kadar erken yani:((( Yok kızım çıkmadı daha dedim. "hani ooodaaa annenisi, babanısı dinleyin diyooo, uyuyunki büyüyün diyooo, uyumassanıs hooomon saagılamassınız diyoooo" eeee diyo diyoda bunlar neden hafta içi geçerli olamıyo diyemedim tabi:)))


anneee menim uukummm deldi
mısıl mısıl uyuyyycammm
hadi del biilitte didelim
tuyummm didir mana
koyun koyun yatalım


Anne kurban olsun seni verene, çaresiz gittik yatmaya. Beni deli etmek ister gibi 10 dakika sürmeden uyudun. Sabah ne oldu bilin bakalım:((( Saat altıda uyandı, geldi yanıma. Yapmadığı şebeklik kalmadı beni kaldırabilmek için ama yılmadım aldım yanıma biraz meme tekrar uyudu sadece bir saat. Sonra tekrar kalktı...

anneeeeee kalkkk
anneeee kaaanım acıktı
anneeeee suuu
anneeee hadi biilitte kafffaltı yapalımmm
anneeeee seni çok şeviyommmm (baktı ki olmuyor damardan girmeye başladı:)))
anneeee bitere öpebilibilimi (öpebilirmiyim demek istiyor:)))

Daha fazla dayanamadı anne yüreğim:)))) Kalktık saat sekizde. Cumarteside aynı şeyler tekrarlandı, pazar akşamı misafirim var, saat 22,30 uykum geldi dedi gittik yatmaya. Allahım emziriyorum yok, hikaye anlatıyorum yok, yok, yok... Bir türlü uyumuyor. Bu arada misafir içerde oturuyor.

Canım yavrum biraz insaf etsende anne sadece 2 gün çok değil dokuz, dokuz buçuk gibi kalksa olmaz mı?

15 Mart 2011 Salı

Çocuktan al haberi!!!!

Geçenlerde oturuyoruz Nehir Naz aşka geldi yine:)))

anneee men cd isliiicem
Hangisini kızım?
haavanlar dii-illl oooda oyantuktak (orangutan) var men kokuyommm, aaa beee ceeee isliiicem
aaaa Nehir Naz bilgisayarımız yok ki kızım arızalı baba tamira gönderdi
yaaaa anne niyeee dönderdiiii biss tamiy edelim!!! (malum alışkın çocuk elinden geliyor)

Aradan biraz zaman geçti bir çığlık....

aaaaaa anneee dödümmm dödümmm budamısss
ne gördün kızım?
yeptap istee tamiye ditmemisss

Laptopun çantasını görmüş fıstık:))))) Baktım olmayacak en sonunda kendi laptopuyla oynamaya ikna ettim. Aldı eline;


anneeee bakkkk anne diyo (a harfine basıyor)
simdide baba diiicek
anneeee nehiyde desinmi hıııı neydeymis neee harfi

Koptum yaa. Harfleri tanımasına, bunları aynı anda düşünüp laptopa anne, baba ve Nehir dedirtmesine bayıldım. Akıllı bıdığım benim:)))

Laptop gitti hikayeler geldi...


anneee munu okuuu
anneciğim bunu okuyabilirmisin?
anneçimmmm munu okuyabilibilimi
..... hayvan.....
haaavannn dedin annee haavan diii-iilll o tavsan
Kızım tamam tavşan ama onların genel adı hayvan hani bizde insanız ama hepimizin değişik isimleri varya işte öyle inekde hayvan, domuzda hayvan,arıda hayvan
anneeeee ayı (arı) haaavann diiii-iillll o böcec!!!!

Sözün bittiği nokta tamda bu işte arkadaşlar:))))))

Hikayelerde kalktı sıra boyama kitabımıza geldi.


anneeee baaakusuuu acık maviyeee boyuuucam bak buuuda öleee
tuyununuuuu (turuncu) needeeee ayakayını boyamam geyekkk, bunu mana veyebilibilimi

anneeee bakkkk munlayıı gülen tesemmmle boyadık
çiskileyin dısınaaa tasıyma dedi tasımaaa tamaaamıııı

eeeee bu kadar efor sarfetti acıktı tabii:))))

14 Mart 2011 Pazartesi

Mutlu Yıllar Annem:)))

Anneciğim iyi ki doğdun, iyi ki varsın, iyi ki benim annemsin. Mutlu, sağlıklı, hep beraber nice mutlu yıllara. Seni çok seviyorum:)))))

Sen üzülürsün diye anlatamıyorum ama Nehir Naz seni sayıklıyor. Dün akşam "men buyayı istemiyommm ananeme gitcemmm" diye tutturdu. 

Pasta = Doğum günü (Tarihin hiçbir önemi yok:))))

Aynı şeyleri yazıp durmaktan ben bıktım da bu digiturk hala geri adım atmadı ya daha diyecek birşeyim yok onlara... İş yerinde dns değiştiremiyorum, evde Nehir Naz'dan hiç fırsat yok, dolayısıyla blog hayal oldu bana. Eğer açarsa iş yerinde sadece kumanda paneline girebiliyorum. Oradan yazı yazıyorum ama nadiren yayınlıyor. Sadece gelen yorumları yayınlayabiliyorum o kadar. Ne bloguma girebiliyorum, ne blog gezebiliyorum nede yorum bırakabiliyorum. Sanmayın ki sizleri ihmal ettim tek sebep bu.

Neyse gelelim bu açıklamadan sonra haftasonumuza. Sakindi bu hafta sonu. Dışarı çıkmadan bir misafirle atlattık. Kızımla geçen koskoca iki gün:)))

Herşey iyi güzelde bizim bir sorunumuz! var. Doğum gününden sonra her pastanın üzerine mum koyup üflüyoruz. Mümkünü yok normal yiyemiyoruz. Pasta geliyor normal bildiğimiz doğum günü seramonisi:))) Daha ne kadar sürecek acaba?


11 Mart 2011 Cuma

Böylede olmaz ki canım!!!!!



Mumlarım nasıl, güzel mi?


Geçenlerde aldım. Dün akşam sularını doldurdum, içlerine birer limon ve mum. Biliyorum suya meraklı benim kızım özellikle izah ettim. Bak bunlar süs, sakın oynama, elini içine batırma diye...


Ya bu halleri?
Tabiii Nehir Naz bu. Odaya bir girdim ki heryer yaş ve mumların son hali bu:((
Ne yaptın kızımmmm?
Kısma anneee bisey yok, tyennn yaptım. Ama böleeeee omuyooo anne
Allah Allah mumları bu hale getirmesi oluyor da benim ne yaptım demem olmuyormuş:)))


Aslında bu ilk değil. Üstteki mumluğun taşları hergün pasta olup bize ikram ediliyor:)))
"anneeee hadi yiyelimm şana pasta yaptımmm"


Bu mumlukda Nehir Naz'ın fırınıymış. Leblebileri dolduruyor herbir mumluğa, onlar pişiyor, sonra başlıyor servise:)))

10 Mart 2011 Perşembe

İsyanlardayım:((


Görmek istersen denizi
Yukarıya çevir yüzü
Deniz gibidir gökyüzü
Aldırma gönül aldırma...

Bu ne çaresizliktir...Dört duvar arasında gökyüzü hiç yerini tutarmı denizin?



İnsanın eli kolu bağlı olur ya.... Hiç birşey yapamaz ya....Çaresizdir, elinden birşey gelmez ya...İşte tam böyle bir durum. Dün akşam eve giderken öğrendik. Tokat'da mesai arkadaşımızın oğlu vefat etmiş, uzman çavuş. Çok üzüldüm, içim ürperdi:(( Allah sabır versin, Allah acısın demekden başka yapılacak birşey yok.

Allahım ne büyük acıdır bu, nasıl dayanır insan. Düşünmesi bile kötü, ne yapar o anne baba?????

Bu gibi durumlarda ne yazık ki iyi düşün iyi olsun!!! devreye girmiyor / giremiyor bende. Hemen yazmaya başlıyorum. İlk aklıma gelen... söylemeye bile dilim varmıyor. Hani çok üzülürsen seninde başına gelirmiş denirya... Saçmalık, ne yaniii Allah senin başınada veriyimde gör bak nasıl dayanılıyormuş mu? diyecek!!! Beni bununla deneme Yarabbim. Kimseye evlat acısı yaşatma. Tamam kader, boynumuz kıldan ince ama böyle kötü kader yazma bize.....

Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah'a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül aldırma...
                      Şiir: Sabahattin Ali

Ben çok mu abartıyorum arkadaşlar? Gerçi geçen gün dizinin birinde bir anne ağlıyor ve aynı zamanda da arkadaşına "sen bana bakma anne olduktan sonra belgesellerde ölen ceylan yavrularına bile ağlıyorum ben" diyordu. Ben bu düşünceyi bir türlü aklımdan çıkaramıyorum. Her gece yatağa girdiğimde kızımın acısını bana gösterme diye dualar ediyorum. Ya birşey olursa düşüncesi içimden çık-mı-yorrr. Size bir sır veriyim mi? Bu konuda psikoloğa bile gitmeyi düşündüm / düşünüyorum.

9 Mart 2011 Çarşamba

Tüm kargolar bana:))))

İş yerindeyim. Bizim buraya normalde çok kargo gelir bugün tek fark gelenlerin hepsi banaydı:))) Önce kızıma sipariş ettiğim oyuncaklar geldi. Ben bile heveslendim desem yeri. Neler yapıyorlar yaaa. Alpay'ın deyimi ile "para tuzağı" bunlar:)))

Ardında servise gönderdiğim laptopum geldi. Çok şaşırdım, hiç beklemiyordum bu kadar çabuk.



Ve sonuncu, beni en mutlu edeni. Sevgili Aylin Hanım'ın daveti. Destek vermemek mümkün mü? Kampanyadan hepimizin haberi vardır. Haydi anneler 1 beğeni = hayat kurtaran 1 aşı... Bir tık hepsi bu kadar.

8 Mart 2011 Salı

Nihayet KARRRR:)))))

Mart yine kazmayı küreği yaktıracak gibi. Dünden beri devam eden kar yağışı her tarafı beyaza boyadı. Güzelde oldu hani özlemiştik karı, yolunu gözlüyorduk hatta gelmeyince ümidi kesmiştik:)))

Akşam öyle bir fırtına vardı ki dışarı çıkmak mümkün değildi. Ama Şubat tatilinde yağan yarım yamalak kardan kalan fotoğraflarım var....


Mehtabın başına sardım çocukları, kardan adam yapacaklar. Kıyıda köşede ne bulurlarsa:)))


Bizimki önce soğuktan korkup bir fasıl ağladı. Sonra babasıda inince sustu. Ben bu arada balkonda talimatlar yağdırıyorum. Kim dinliyorsa!!!!


Gözü korktu çocuğun sadece bakmakla yetindi.


"kardamda" bile ayağına getirildi hanım efendinin:)))

İşte böyle geçti fıstığımın ilk kar macerası...

Gelelim günün anlam ve önemine;

Söz konusu kadınlar olduğunda (şiddet ve taciz hariç) değerlerin taban yaptığı ülkemde, tüm hemcinslerim kadınlar günümüz kutlu olsun.

7 Mart 2011 Pazartesi

İlk hafta sonu ziyaretimiz...


Hafta sonu memleketdeydik. Alışamadım bu memleket lafına, 36 seneden sonra doğduğun yerden ayrılınca böyle oluyor sanırım:)))


Önce babaneyi ziyaret ettik.



Nehir Naz hanım güne spor yaparak başladı. Malum formuna çok dikkat eder kendileri. Her ne kadar baba desteği olmadan topun üzerinde duramasada:))))

 

Sonra attık kendimizi dışarı. Tamda yazdan kalma bir gündü. Böyle salıncak keyfi yaptık... 

 

Hamak keyfi yapmak istedik ama olmadı. Yere yakın olduğu için düşüyorum sandı, pek hoşlanmadı:))))

 

Vazgeçilmezimiz, tahterevalli. Birde babası rahat bıraksa!!!Hiç karışmadım neme lazım düşer müşerde al başına belayı sonra:)))

 

Armut koltuklara bayıldı. O kadar ki "anneee mana çay söleeee" diyecek kadar havaya girdi:)))

 

Tabii nerde olursak olalım hiç önemli değil. Yeter ki meme krizimiz tutsun:)))

 




"mennn büyüdümmm elemeeeee" Babasının yardımını şöyle bir elinin tersiyle reddetti. O kendi başına çıkabilirmiş:)))


Bu saç sorunumuzu nasıl aşaçağız bilemiyorum. Her türlü tokayı denedim. Takıyorum en fazla 5 dakika kalıyor. En son çare taç dedim ama sonuç bu işte. Alnı kıllanacak yaaaaaa:))))))

Aslında o akşamda orada kalacaktık ama ben dayanamadım. Kızımı aldığım gibi yanıma doğruuu anneanneye. Onlarada sürpriz oldu. Nehir Naz evi bile özlemiş. Sorular sorup durdu, anlam veremedi neden gittiğimize sanırım. Annemlerdeki odasından çıkmak istemedi. "anneee buyası menim odam dii-iilmiiii"

Anneannemiz duymasın laf aramızda çok üzülür,evimize geldiğimizde kızım bir ağlasın;

"anneeeee men coyumu istemiyommmm, annaneme didelimmmm"

Yatmaya teyzemize gittik. Nehir Naz hepsini çok özlemiş. Bol bol hasret giderdiler.


Tek değişmeyen teyzemizin beslenme alışkanlığı!!! Nehir Naz bir kase mısır gevreği ile yanıma gelince hemen elinden almak istedim. Fotoğrafda da benden kaçıyor:))) "anneeee teesemm veydi çok düzel amaaa" Ahhh Mehtap ahhhh. Benim kızıda yoldan çıkaracak:)))

4 Mart 2011 Cuma

Okuyun blogcular biraz moraliniz düzelsin:))))

Ne oldu bize?

Yazmak bile içimden gelmiyor. Aslında değiştirdik dns leri halloldu konu ama öyle değil işte. Hayatta en sevmediğim iki şey emrivaki ve yasaklardır. Onlar emrivaki yapıp mahkeme kararını sürdüler önümüze biz kendi emeğimiz olan blogumuza yasağı delip, elimizden geleni yapıp girdik. Ne hakları var yada hangi kanunda yazıyor masum, kimseye zararı olmaya, anı olsun yavrularımıza diye hazırladığımız sayfalarımızı kapatıp o sinir bozucu yazıyı koymaya?

Dedimya yazmak bile içimden gelmiyor diye değişik bir psikolojideyim. Binbir hevesle resimler hazırlayıp, yazdığım blogum sanki yarına dns lede giremeyecekmiş hissi var bende. Bu olamaz biliyorum ama öyle işte.

Neyse gelelim işin komik tarafına. Bugün kardeşim aradı;

-Ablaaaa naptın?
-Ne yapmışım Mehtap?
-Yine kime ne dedinde blogunu açınca "MAHKEME KARARI İLE KAPATILMIŞTIR" yazıyor.

Gülermisin, ağlarmısın? Malum biraz sivri dilliyimdir. Damarıma basılırsa kimseyi tanımam ve görüşlerimi söylemektende hiç çekinmem. Durumu anlattım ona. Ne dedi biliyormusunuz? "Yaaaa yiğenimi özlediğimde girip resimlerine bakıp özlem gideriyor, neler yapmış okuyordum ama ben" Şimdi o meşhur! para babalarının bunu engellemeye hakları var mı? Aslında söylenecek çok şey varda onların seviyesine inmek istemiyorum.Bekliyorum sabırla yanlışlarını fark etmelerini. 

Ve bir kezde ben tekrarlıyorum. Lütfen http://hobibox.blogspot.com/ bu blogu okuyup tepkinizi gösterin. Anlasınlar bu kadar basit olmadığını, bizi hafife alamayacaklarını...

2 Mart 2011 Çarşamba

Üç ödül birden:))))))

Bu ödülüm Aynur (Küçük Hala) 'dan



 Bu da Sezobigo ve İçimizdeki Karnaval'dan....

Teşekkür ediyorum arkadaşlar.
Benden de tüm izleyicilerime gitsin bu güzel ödüller.

1 Mart 2011 Salı

bloguna dokunulanlar ses çıkarma zamanı gelmedimi ????

Sebep Dıgıtürk, sebep korsan yayıncılar...
Peki bizdemi suç...

Bunu anlatmak gerekmiyormu...
Lütfen aşağıdaki linke tıklayarak bir mesaj atalım veeeeeeee

ÖNEMSENMEYECEK KADAR AZ OLMADIĞIMIZI gösterelim....
http://www.digiturk.com.tr/iletisim.aspx

Çek Elleriniiiiii!!!!!!!!


Şimdilik sorun yok gibi ama  sanırım sıra daha bize gelmedi. Olmaz bu kadar da diyorum ve her ihtimale karşı http://ballilokmam.wordpress.com/ adresine blogumu kopyalıyorum.

Sesimizi duyuralım arkadaşlar, bu resmen emeğe saygısızlık. Kızıma bir anı olsun diye hazırladığım günceyi böyle zorbalıkla kimsenin engellemeye hakkı YOKKKKK.....
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...